Modern Atom Teorisi 1 * - TYT AYT 2023 (YKS 2023) Uzaktan Eğitim

Sınavlara CANLIDERSHANE.NET Uzaktan Eğitim ile hazırlanın kazanın

ATOMATOMLA İLGİLİ DÜŞÜNCELER  

  Atom, bir maddenin özelliklerini taşıyan ve kimyasal yöntemlerle daha fazla bölünemeyen en küçük parçacığıdır. Atom, duyu organlarımızla fark edilemeyecek kadar küçük olduğu için atomun yapısını kavramak, ancak deneysel gözlemlere dayalı akılcı tahminlerle mümkün olabilir. Deneysel gözlemlere dayalı, akılcı ve açıklayıcı şekillere model denir. Maddenin atom adı verilen küçük taneciklerden oluştuğu sonucuna götüren ilk deneysel çalışmalar 18. yüzyıl sonlarında Antoine Lavoisier ve Joseph Proust tarafından yapılmıştır. 9. sınıfta da öğrendiğiniz gibi Lavoisier, maddelerin gerçekleştirdiği yanma olayı ile ilgili uyguladığı deneyler ve ölçümlerle Kütlenin Korunumu Yasası'nı oluşturmuştur. Kütlenin Korunumu Yasası: Bir kimyasal tepkimede kütle yoktan var edilemez, var olan yok edilemez. Lavoisier' in deneysel çalışmalarını izleyen Proust, uyguladığı deneyler sonrasında Sabit Oranlar Yasası olarak bildiğimiz yasayı ileri sürmüştür. Sabit Oranlar Yasası: Bir bileşiği oluşturan atomların kütleleri arasında basit ve tam sayılarla ifade edilen sabit bir oran vardır.

Dalton Atom Modeli (1808) 

 Dalton kendi adıyla bilinen atom modelini, sabit oranlar kanunundan yararlanarak ortaya koymuştur. Bu kanuna göre elementler birbirleriyle belirli miktarlar ya da kısımlar halinde birleşir. Dalton'un atom teorisi şöyledir:

  • Elementler atom denilen küçük parçacıklardan oluşmuştur.
  • Atomlar bölünemeyen çok küçük küreciklerdir. Parçalanamaz veya Dalton atom modeli yeniden oluşturulamaz.
  • Bir elementin tüm atomları birbirinin aynıdır. Ancak diğer elementlerin atomlarından farklıdır.
  • Kimyasal olaylar atomların birleşmesi veya ayrılması sonucudur. Atomlar belli oranlarla birleşerek molekülleri oluşturur. Bir bileşiğin molekülleri, tamamen birbirinin aynısıdır. Dalton'un bazı noktalarda yanıldığı daha sonra modern atom teorisiyle kanıtlandı. Söz gelimi; Dalton, atomların aynı elementte farklı kütlelerde olabileceğini, bölünebileceğini ve dolayısıyla aynı madde moleküllerinin birbirinden farklı olabileceğini gözden kaçırdı. Ayrıca Dalton, atomun yapısında artı (+) ve eksi (-) yüklerin varlığını sezememiştir. Bu durum Dalton'un atom modelinin bir eksikliğidir.

1870-William Crocks Elektronlar İçin İlk Kanıt---> Katot Işınları 

Elektronların varlığına dair ilk kanıt William Crooks ( William Crookes )tarafından ortaya konuldu. Crooks oluşturduğu tüpte elektrotlar arasına yüksek gerilim uygulayarak tüpün çeperlerini sarı-yeşil renkte ışınların aydınlattığını gözledi. Tüpün ortasına yerleştirdiği bir cismin gölgesinin tüpün sonunda görülmesinin sebebini tüpün içinde oluşan ışınların varlığından kaynaklandığını belirtti. Bu ışınlar katot ışınları olarak bilinir. Crocksun oluşturduğu bu tüpe katot ışın tüpü denir Katot ışınları, tüpün içine konulan gazın ve elektrotların yapıldığı cismin özelliklerine bağlı değildir. NOT: Bu keşiften sonra Julius Plucker, katot tüpünde mıknatısla katot ışınlarının yön değiştirmelerini ve davranışlarını ilk izleyen bilim adamı olmuştur.

 

1873-James Maxwellà Işık bir elektromanyetik dalgadır. 

Gözümüz yayınlanan bu ışınların sadece

         dalga boyu (λ ) 7.10 5 cm olan kırmızı ışık ile  

           4,5.10-5 cm olan mor ışık arasındaki kısmı görür. 

Daha kısa dalga boylu ışımaları duyu organlarımızla algılayamayız.

  • Görünen ışığın elektromagnetik dalgalardan oluştuğunu önerdi.
  • Işıma halindeki enerjinin uzayda titreşen elektrik ve manyetik alanlar halinde yayıldığını söyledi. Bunu elektromanyetik ışıma olarak adlandırdı.
  • Işığın genel davranışına matematiksel bir tanım sağladı.
  • Elektromanyetik dalgalar 3.00.108 m/s hızla hareket ederler. Bu ışığın boşluktaki hızıdır. Işık hızı ile dalga boyu ve frekans arasında

 

1874-Stoney àElektrik taneciklerden oluşur, Elektronun keşfi 

Elektriğin taneciklerden ibaret olduğunu ve bu taneciklerin atomun yapısındada bulunduğunu söylemiştir. Gaz boşalma tüplerinde(-)yüklü tanecikler keşfedilmiştir. 1891 yılında bunları elektron olarak adlandırmıştır. 

1886-Goldstein --->Pozitif Işınların Keşfi-Protonun keşfi

 Gaz boşalması tüplerinde negatif parçacıklar gözlendiğine göre, maddenin nötral yapısı nedeniyle pozitif tanecikli yapılarında bulunduğu fikri geliştirmiştir. Gaz boşalma tüplerinde yapılan deneyler sonucunda pozitif ışınları ilk olarak Goldstein gözlemiştir.

1893-Wilhelm Wienà Siyah Cisim Işıması 

Üzerine gelen bütün ışınları soğuran maddelere siyah cisim denir. Siyah cisimler farklı sıcaklıklarda farklı renkte ışımalar yaparlar. Bu dalga boyuyla ilişkilidir ve klasik fizik bunu açıklayamıyordu. Daha sonra plank kuantum fikrini ortaya atarak dalga kuramındaki bir eksiği gidermiştir. 

1897-Thomson Atom Modeli 

Maddenin yapısında proton ve elektronların varlığının kanıtlanması, proton kütlesinin elektron kütlesinden çok büyük olması, J.J. Thomson'ın Dalton atom modelinden daha gelişmiş bir model ortaya atmasına neden oldu. Thomson'a göre; Atom küre şeklindedir ve yaklaşık çapı 10–10 metredir.

  • Atom pozitif (+) yük bulutundan oluşmakta, (–) yükler yani elektronlar bu bulut içerisinde yüzmektedir. Thomson bu şekli üzümlü keke benzetmiştir.
  • Elektriksel dengeyi sağlamak üzere, pozitif yük sayısına eşit sayıda elektron küre içerisine dağılmıştır.
  • Elektronların kütlesi pozitif yüklerin kütlesinden çok küçük olduğundan, atomları, başlıca pozitif yükler oluşturmuştur.

(+) yüklerin (proton) ve (–) yüklerin (elektron) atomda homojen dağıldığı iddiası yanlıştır. Ayrıca bu modelde nötrondan ve atom çekirdeğinden bahsedilmemesi modelin eksik bir tarafıdır.