1.10. Ad Aktarması (Mecaz-ı Mürsel): Benzetme amacı güdülmeden bir kavramın,
başka bir kavram ile karşılanmasına “ad aktarması” denir.
Örnek: Ayaklarını çıkarmadan içeri girince annesi çok kızdı. (İç -dış ilişkisi)
Örnek: Eve gelince yaptığı ilk şey sobayı yakmak oldu. (İç -dış ilişkisi)
Örnek: Orhan Veli’yi ve Mehmet Akif’i çok beğeniyorum. (Sanatçı -eser ilişkisi)
Örnek: Ankara gereken çalışmayı tam zamanında başattı. (Hükümet kastedilmiştir.)
Örnek: Ünlü Alman gemisi Marmaris’e demirledi. (Liman kastedilmiştir.)
Örnek: Tecrübeli file bekçisi spor yaşamını sonlandırdığını duyurdu. (Sporcu kastedilmiş.)
Örnek Soru: Aşağıdaki cümlelerden hangisinde ad aktarması yapılmıştır?
A) Yaşadığı onca kötü şeye rağmen içindeki çocuğu korumayı başaranlardan biriydi.
B) 1950 yılında başlayan savaşın sonunda Kuzey ile Güney kaybedenler arasındaydı.
C) Bu sınava çok iyi hazırlanmak için en az dört ay ders çalışman gerekir.
D) Hayatımda ilk defa yediğim bu yöresel yemeği çok lezzetli buldum.
E) Kimsenin yüzüne bakamayacağım bir suç işlemediğimi söyledim.
CEVAP B: Kuzey ile Güney ifadesiyle kastedilen ülkelerdir. Yön-ülke ilişkisi kurulmuştur.
Örnek Soru: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde insandan doğaya aktarma vardır?
A) Kitaplar hayatın gerçeklerini öğretebilir ama hayattan uzaklaştırma amacı yoktur.
B) Kapıdan çıkmasıyla anahtarını içeride unuttuğunu anlaması bir oldu.
C) Uzun süre evde tek başına bırakılan köpeği ona çok kırgındı.
D) Mehmet Akif’in ‘’Hasta’’ hikâyesi acıklı ama gerçekçi bir hikayedir.
E) Yazarın dili ancak ona gönül verenlerce tam olarak anlaşılabilir.
CEVAP C: Bu şekilde yapılan aktarmalarda insanlara ait olan özellikler doğadaki nesnelere verilir. C
seçeneğinde insan dışı bir varlık olan köpeğe kırgın olma özelliği yüklenerek insandan doğaya
aktarma yapılmıştır.
1.11. Genel – Özel Anlam: Sözcüğün bir türün tamamı için kullanılmasına genel anlam,
o türün sadece bir ya da birkaç örneğine işaret edecek şekilde kullanılmasına ise özel anlam denir.
Örnek: Varlık – Canlı – Orman – Ağaç – Meşe sıralamasında en genel ifade varlık iken en özel ifade
meşedir.
Örnek: Dünya – Kıta – Ülke – Bölge – Bölüm – Şehir sıralamasında en genel ifade dünya iken en
özel ifade şehirdir.
Örnek Soru: “Ağaç” kelimesi aşağıdakilerden hangisinde diğerlerine göre genel anlamlıdır?
A) En az üç metre olan bu ağacı yaklaşık yirmi yıl önce dikmiştim.
B) Bahçeye ne zaman girse soluğu erik ağacının tepesinde alırdı.
C) Ağaçlar meyve verebilen ve uzun yıllar yaşayabilen bitkilerdir.
D) Ev yapımında kullanılmaya müsait ve oldukça dayanıklı bir ağaçtı.
E) Çam ağacının en güzelleri ve en yeşili benim doğduğum yerde yetişir.
CEVAP C: ‘’Ağaçlar meyve verebilen ve uzun yıllar yaşayabilen bitkilerdir. ‘’cümlesi diğer
seçeneklerde yer alan cümlelere göre daha genel anlamlıdır.
1.12. Nitel Anlam – Nicel Anlam:
Varlıkların veya eylemlerin “niteliklerini/özelliklerini” bildiren sözcükler, “nitel” anlamlıdır.
Örnek: Kırmızı boyalarını bembeyaz kâğıda dokundurduğunda ortaya bir şaheser çıkacağını hiç
düşünmemiştim. (Nitel anlam)
Örnek: Soğuğun etkisiyle kızaran yanaklarıyla çok tatlı görünüyordu. (Nitel anlam)
Varlıkların veya eylemlerin “miktarını/sayısal değerini” bildiren sözcükler, “nicel” anlamlıdır.
Örnek: İki katlı apartman için yıkım kararı alındı. (Nicel)
Örnek: Sınavdan yüksek bir puan alacağını düşünüyordu .(Nicel)
Örnek Soru: Aşağıdaki cümlelerden hangisinde nicel anlamlı bir sözcük kullanılmamıştır?
A) Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna.
B) Onun bu konuda sığ fikirlere sahip olabileceğini hiç düşünmemiştim.
C) Düşük ücretlerle çalıştırdığı insanlardan ancak bu kadar verim alabilirdi.
D) Bu ağaç, bir geniş bostan duvarının dış tarafında idi.
E) Kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin.
CEVAP B: Varlıkların veya eylemlerin “niteliklerini/özelliklerini” bildiren sözcükler, “nitel”
anlamlıdır. Varlıkların veya eylemlerin “miktarını/sayısal değerini” bildiren sözcükler ise “nicel”
anlamlıdır. Sığ sözcüğü fikirlere sözcüğünden önce kullanarak niteleyici özellik kazanmıştır.
1.13. İkileme (Tekrar/Yineleme Grubu): Anlatımı etkili hale getirmek ya da anlamı
pekiştirmek için yapılan kelime tekrarına “ikileme” denir.
ÖNEMLİ BİLGİ: İkilemeyi oluşturan sözcüklerin arasına noktalama işareti konmaz.
ÖNEMLİ BİLGİ: İkilemeyi oluşturan sözcüklerin yeri değiştirilemez.
İkilemeler değişik şekillerde oluşabilir:
a) Aynı kelimeyle yapılan ikilemeler: koşa koşa, güle güle, seve seve, yavaş yavaş…
b) Eş ya da yakın anlamlı kelimelerle yapılan ikilemeler: kılık kıyafet, mal mülk, doğru dürüst …
c) Zıt anlamlı kelimelerle yapılan ikilemeler: iyi kötü, aşağı yukarı, er geç …
d) Biri anlamlı, biri anlamsız kelimelerle yapılan ikilemeler: ıvır zıvır, eski püskü, eğri büğrü…
e) Biri olumlu, biri olumsuz kelimelerle yapılan ikilemeler: açar açmaz, yerli yersiz,
f) İkisi de anlamsız kelimelerle yapılan ikilemeler: eciş bücüş, mırın kırın, abuk subuk…
g) Yansıma kelimelerle yapılan ikilemeler: çatır çatır, horul horul, kütür kütür
h) Hal eki alan sözcüklerle yapılan ikilemeler: sırt sırta, elden ele, günden güne, derinden derine
ı) Belli bir kurala bağlanmadan yapılan ikilemeler: kurda kuşa, iğneden ipliğe, tası tarağı…
Örnek Soru: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme yoktur?
A) Bebek, yaşlı ve büyüklerin odalarında gönül şenliği olarak elden ele taşınmaya başlandı
B) Kelini sırma saçlara değişmeyen fakat saçı er geç bitecek olan Keloğlan
C) Muharrem artık ıvır zıvır işlere pek bakmamaya başladı.
D) Sokak köpeklerini başı boş bırakmak ve sokağa bırakmak doğru değil.
E) Yalan yanlış değerlendirmeler çabucak yaygınlaşıyor.
CEVAP D: ‘’elden ele’’, ‘’er geç’’, ‘’ıvır zıvır’’ ve ‘’yalan yanlış’’ ifadeleri ikilemedir. Ancak ‘’başı
boş’’ / ‘’başı boş bırakmak’’ ifadesi ise deyimdir.