Ruh Sağlığının Temelleri 3 * - TYT AYT 2023 (YKS 2023) Uzaktan Eğitim

Sınavlara CANLIDERSHANE.NET Uzaktan Eğitim ile hazırlanın kazanın

NORMAL DIŞI DAVRANIŞLAR 

1.Anksiyete-Kaygı Bozuklukları: 

Anksiyete (Kaygı): Kaygı, nedeni bilinmeden yaşanan korkulardır. Kaygı düzeyinin yükselmesi sonucu bedensel gerginliğin ve ruhsal tedirginliğin artmasıyla yaşanan panik durumudur. Bu durum, hasta tarafından ölüm korkusu, sıkıntı, sıkışma olarak anlatılır. F

obi: Gerçekte hiçbir tehlike olmadığı halde mantık dışı duyulan korkulardır. Örneğin, yükseklikten, kapalı yerlerde kalmaktan, asansörden, kalabalıktan, karşı cinsten korkmak fobik nevroz örnekleridir. 

Panik Atak: Panik atak aniden bastıran kaygı atağı ve nöbetidir. Panik atağın belirtileri çarpıntı, göğüste sıkıntı hissi, bulantı ya da karın ağrısı, bayılacak gibi olma, kontrolünü kaybetme ya da ölüm korkusudur. 

2.Mizaç-Duygudurum Bozuklukları: 

Kişinin uyaranlara karşı oluşturduğu uzun süreli öfke, neşe, nefret, üzüntü ve sıkıntı gibi duygusal tepkileri kapsar. Depresyon ve bipolar bozukluk olmak üzere iki türü vardır. 

a) Depresyon (Ruhsal Çöküntü): Depresyon, ilgi ve istek kaybı başta olmak üzere bir dizi ruhsal ve bedensel belirtinin eşlik ettiği ruhsal bozukluktur. 

b) Bipolar Bozukluk: Bipolar bozuklukta kişinin duygu durumu, maniden (taşkınlık) depresyona (çökkünlük) aşırı “iki uç” arasında değişir. Manik durumda kişi aşırı mutlu, konuşkan, umursamaz, enerjik ve hareketlidir. Kişi birdenbire çöküntü, üzüntü ve umutsuzluk dönemi olan depresif döneme geçer. Depresif dönemde düşük öz saygı, yalnızlık, suçluluk duygusu, yavaş konuşma, yorgunluk, uykusuzluk veya aşırı uyuma, intihar düşüncesi gibi belirtiler ortaya çıkar. Bireyde manik ve depresif ataklar dönüşümlü olarak tekrar eder.

 3.Kişilik bozuklukları: 

Genellikle ergenlik döneminde başlar ve yaşam boyunca sürer. Bu bozukluklar, kişinin kendisi hakkındaki algı ve düşüncelerinde kendini gösterir. Esnek ve uyumsal olmayan özellikler kişiyi zorlar, diğer insanlarla çatışmasına yol açar.

 Paranoid (Sanrılı) Kişilik Bozukluğu: 

Gerçek dışı düşüncelere sahiptirler. Çok kuşkucu ve gururlu olurlar. Takip edildiklerini, öldürülmek istendiklerini sanırlar. Kendilerini diğer insanlardan üstün görürler. Kıskançlık önemli özelliklerindendir. 

Şizoid Kişilik Bozukluğu: 

Şizoid kişilik bozukluğunda duygusal tepkisizlik ya da tekdüze duygulanım, yaşamdan kopukluk gözlenir. Bu kişiler duygularını ifade edemeyen, sosyal ilişkiler kuramayan, soğuk, mesafeli, rekabetten kaçınan, yalnız kişilerdir. 

Antisosyal Kişilik Bozukluğu: 

Yasalara aykırı davranışlarda ısrar, dürüst olmayan tutumlar, sürekli yalan söyleme, sinirlilik ve saldırganlık, güvenliği umursamama, verdiği zararlarda umursamama gibi özellikleri vardır. 

Obsesif-Kompulsif Bozukluk: 

Obsesyon (Saplantı); Düşünce düzeyinde ortaya çıkan, kişinin istek ve iradesi dışında sürekli yinelenen rahatsızlık durumudur. Kişi saçma olduğunu bilir ama irade dışı olduğu için engelleyemez. Örneğin; bir kişinin sürekli eve hırsız gireceğini düşünmesi, evinden dışarı çıkan bireyin kapı veya ocağı kapatıp kapatmadığını sürekli düşünmesi gibi. 

Narsist Kişilik Bozukluğu:

 Kendisinin çok önemli olduğunu düşünmedir. Sürekli dikkat çekmeye çalışma, başkalarının kendisine hayran olmasını isteme, büyük başarılar elde etme, başkalarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanma gibi özellikleri vardır. 

Bağımlı Kişilik Bozukluğu:

 Gündelik yaşamda çok büyük ölçüde başkalarına bağımlı olma, bağımsız olarak seçim yapamama, karar verememe, yalnız kalmaya dayanamama gibi özellikleri vardır.

 Şizofreni: Duygu ve düşünce bozukluğu demektir. Kişi dış dünyayla sosyal ilişkisini kesmiş ve kendine özgü bir hayal dünyası kurmuştur. Kişi içine kapanıktır. Çoğu zaman sakindir. Bazen birden olmadık şeylere sinirlenebilir veya gülebilir. Hastanın paranoyak (sanrı, hezeyan) düşünceleri (başkalarının kendisini izlediği, ona zarar vermek istediği) vardır. Çeşitli halüsinasyonlar da görür.

Davranış Bozukluklarının Tedavisi

Biyomedikal Tedavi: Tedavide uzman, hastanın göstermiş olduğu belirti ve bulgulara göre tanı koyar ve ilaç yazar.

Psikanaliz Yaklaşım: Bu tedavi Psikoanalitik Kuram’a dayanır. Bu Kuram’a göre hastalığın nedeni, çocukluktaki bilinçaltı çatışmaların (id, ego, süper ego arasında) yol açtığı bastırılmış dürtü ve saldırganlık duygularıdır. Tedavisinin ilk aşamasında serbest çağrışım ve rüya analizi kullanılarak hastanın bilinçaltındaki düşüncelerinin bilince getirilmesini sağlanır. Böylece hastada farkındalık geliştirilir. Yani hasta sorunlarıyla yüzleştirilir. Daha sonra terapist, bilince çıkmış bu duygu ve düşünceler üzerine hastanın iç görü kazanmasına yardımcı olur. Bu aşamada, hasta travmaya sebep olan duygu ve düşüncelerini gözden geçirir, bunlarda gerekli değişiklikleri yapar, çatışmalarını daha yapıcı olarak çözer.

Davranışçı Yaklaşım: Davranışçı Öğrenme Kuramı’na dayanan tedavilerdir. Bu Kuram’a göre uyumsal olmayan davranışlar öğrenilmiştir. Bu nedenle de uyum olmayan davranışlar öğrenme ilkeleri kullanılarak değiştirilmeye çalışılır. 

A) Sistematik Duyarsızlaştırma: Özellikle korku ve fobilerin tedavisinde etkilidir. Önce korku/fobi nesnesi ilgili durumlar en az etkili olandan en etkili olana kadar sıralanır. Klasik koşullamaya dayanır. Mesela; köpeklerden korkan bir çocuğa, bu korkusunu yenmesi için önce köpek resimleri, daha sonra oyuncak köpekler gösterilmiştir. Ardından, çocuğun canlı bir köpeği önce uzaktan, daha sonra yakınlaşarak izlemesi sağlanmıştır. Son aşamada ise çocuk köpeğe dokunarak onu sevmiştir. Böylece köpek korkusu davranışı ortadan kaldırmıştır. 

b) Pekiştirme: İstendik davranışların oluşturulmasında kullanılır. Edimsel koşullamaya dayanır. Bu tedavi, yerleştirilmek istenen davranışlarda olumlu pekiştirme, istenmeyen davranışların kaldırılmasında ise söndürmenin uygulanmasını içerir. Örneğin, sigarayı bırakma. 

C) Model Alma: Hasta sorunları uyumsal davranışlar yaparak çözen birisini gözler. Böylece, uyumlu başa çıkma davranışlarını öğrenir. Model alma ile tedavide, görsel-işitsel sanal ortam için hazırlanmış kurgular da kullanılabilir.

Bilişsel Yaklaşım: Bu tedavilerde hastanın bilgi işlemleme bozuklukları göze alınır. Hastanın hatalı düşünce, inanç ve duyguları üzerinde durulur. Hastanın bunları yeniden düşünmesi, değerlendirmesi ve yorumlaması sağlanır.