7. İkinci Yeni Şiiri (1950-1965) - 8. İkinci Yeni Sonrası Toplumcu Şiir (1960-1980) * - TYT AYT 2023 (YKS 2023) Uzaktan Eğitim

Sınavlara CANLIDERSHANE.NET Uzaktan Eğitim ile hazırlanın kazanın

7. İKİNCİ YENİ ŞİİRİ (1950-1965)

èGarip akımının şiir anlayışına tepki olarak doğmuştur.

èHareketin kuramcısı ve isim babası "Pazar Postası" gazetesi yazı işleri müdürü Muzaffer Erdost'tur. Garip şiirinden sonra gelen ikinci önemli yenilik gibi düşünüldüğü için böyle adlandırılmıştır.

èŞairler, kapalı, anlaşılması güç, soyut ve çoğu zaman da akıl dışı bir söyleyişi tercih etmişlerdir.

èDadaizm ve Letrizm (harfçilik) gibi akımların dünyadaki yansımalarından etkilenmişlerdir. Dadaizm: Dil ve estetik kurallarını tanımayan, anlatımda başıboş bir yöntem benimseyen, kapalılığı amaçlayan sanat akımı. Harfçilik (Letrizm): Harflerin temel alınması yoluyla farklı tarzda bir şiir yazılmasını amaçlayan akım.

èHareketin bir bildirgesi yoktur.

èCemal Süreya'nın "Üvercinka" adlı şiir kitabı, İkinci Yeni'nin doğuşunu sağlayan eserlerdendir. Yeni tarzdaki şiir, 1954'ten itibaren "Yedi Tepe, Pazar Postası, Salkım, Kimsecik ve Köprü" gibi dergilerde, 1960'tan sonra da Yeni Dergi ve Papirüs'te kendini göstermiştir.

èİkinci Yeni, birçok edebiyat eleştirmeni tarafından "Çağdaş Türk Şiirinin en son ve en özgün atılımı" olarak kabul görülürken bazıları için de edebiyatta bir skandal olarak değerlendirilmiştir.

èSanat ve dil anlayışlarındaki alışılmışın dışındaki tutumları nedeniyle şiirlerine; "Soyut Şiir", "Anlamsız Şiir", "Kapalı Şiir" gibi isimler verilmiştir.

èİkinci Yeniciler, halk kültüründen uzaklaşmışlardır. Onlara göre, "folklor" şiire düşmandır.

èDaha çok aydın kesimin ve elit tabakanın zevkine hitap etmiştir.

è İkinci Yeni şairlerinin ortak özellikleri; dilin alışılmış kalıplarını yıkmak, sözdizimini zorlamak, değiştirmek ya da bozmak olmuştur.

èOkuyucunun hayal dünyasında farklı çağrışımlar meydana getirebilmek için, dilin bilinen mantığının ve Türkçenin kurallarının dışına çıkma, İkinci Yeni şairlerinin en belirgin özelliğidir.

èYeni bir kelime anlayışı getirilmiş; "yaşlı sevinç", "tren dolu kadınlar" gibi alışılmadık kelime grupları, türetilmiş suni kelimeler; şaşırtıcı isim ve sıfat tamlamaları kullanılmıştır.

èNoktalama işaretlerini reddetmişlerdir.

èHayal gücü, duygu, çağrışımlarla dolu estetik bir şiir anlayışını savunmuşlardır. 

èŞehirli insanın iç dünyası, şiirin başlıca konusu haline getirilmiştir.

èBireyin yalnızlığı, sıkıntıları, çevreye uyumsuzlukları, boşluk duygusu, sıkıntı, yalnızlık, yabancılık, yenilmişlik, içe kapanma, bunalım, bezginlik, şüphe, tiksinme gibi durumları sıklıkla işlemişlerdir.

è Erdem, ahlak gibi konuların şiirin dışında tutulması gerektiği savunulmuştur.

è Ece Ayhan, İlhan Berk, Turgut Uyar, Sezai Karakoç, Cemal Süreya, Edip Cansever, Ülkü Tamer, Yılmaz Gruda, Oktay Rifat gibi sanatçılar ikinci yeni anlayışıyla şiir yazmışlardır.             

 

? ÇIKMIŞ SORU O; öncülsüz, ardılsız, çıraklığı ve kalfalığı olmayan bir şair. 1966'da şöyle söylüyordu: "İster doğruyla bağlantısı içinde kavransın isterse kavranmasın, şiir imgelerin sanatıdır. Belirti ve görüntülerle ilgilidir." Onun şiirinde yer alan uzak veya yakın tarihten olaylar, kent yaşamından tablolar, tipler, kişisel gözlemler, özel adlar, anılar ve uzak çağrışımlı eski sözcükler onu neredeyse bir şiir sözlüğü kurmaya götürür. Bu şiir kolaycı okur açısından bakılınca anlaşılmazmış gibi görünür. Oysa şiirlerin yaslandığı ve gönderimde bulunduğu ayrıntılar öğrenildiğinde anlam dünyaları da yavaş yavaş aydınlanmaya başlar. Kendi şiirinin çerçevesini çizdiği ve "Şiirimiz karadır abiler" ile başlayan "Mor Külhani" adlı şiirindeki dizeler onun İkinci Yeni içindeki ayrıksı konumunu iyice belirginleştirir. Bu parçada söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

A) Cemal Süreya                                               B) Edip Cansever                                              C) Ece Ayhan     

D)Turgut Uyar                                                      E) İlhan Berk   (2017 EDEBİYAT ÖABT)

CEVAP C "Mor Külhani" adlı şiir Ece Ayhan'a aittir.            

 

? ÇIKMIŞ SORU Mısra işlevini yitirdi, şiiri şiir yapan birim olarak yürürlükten kalktı. Duygularımızı, ritimlerimizi, düşünce ve coşkularımızı başlatıcı bir öge, bir ölçü olmaktan çıktı. İnsanı, insanla gelen en çağdaş sorunları karşılayamaz oldu. Şiir anlayışı göz önünde bulundurulduğunda bu parçada dile getirilen görüşler, aşağıdaki şairlerden hangisine ait olabilir?

A) Edip Cansever                              B) Faruk Nafiz Çamlıbel                  C) Yahya Kemal Beyatlı

D) Ahmet Hamdi Tanpınar                                             E) Cahit Sıtkı Tarancı    (2014 LYS)

CEVAP A Parçadaki şiir anlayışı 2..Yeniciler'e aittir. Edip Cansever bu görüşle şiir yazar.

 

? ÇIKMIŞ SORU Bu şiirleri anlamıyorum ben. Öyle bir kargaşa, öyle bir karıncalanma var ki onlarda, bir türlü asıl şiiri yakalayamıyorum. Çünkü sözcükler köprü olacak yerde köstek oluyor ayağıma; tepeler gibi önüme dikiliyor, ne yapsam aşamıyorum. Durmadan biçim oyunlarıyla çarpışıyorum, öyleyken ben söze giremiyorum. Öze girmek diye bir sorun yok bu şiirler için. Sözcükler özle kaynaşmıyor, dilde yoğunlaşmıyor. Evet, bir curcuna bu, başka bir şey değil. Bu parçada geçen "Bu şiirleri" ifadesiyle aşağıdaki oluşumlardan hangisine bağlı olan şairlerin ürünleri kastedilmiştir?

A) Mavi Topluluğu                                     B) Hisarcılar                                     C) Fecr-i Atî

D) İkinci Yeni                                     E) Garipçiler                        (2014 LYS)

CEVAP D Şiirde biçim oyunları yapmak İkinci Yeni anlayışına bağlı olan şairlerin özelliğidir.

 

? ÇIKMIŞ SORU

Durup dururken aklına gelmez yağmak yağmurun Gitsen nereye gidebilirsin hâlâ bilmem

Bizans'ta olmak belki iyi belki fena belki bunu da diyemem Ben küçük dükkânlarsız, kahvelersiz sokakları sevmem, odaları, duvarları sevmem. İçerik ve biçim özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, yukarıdaki şiirin aşağıdaki şairlerden hangisi tarafından yazıldığı söylenebilir?

A) İlhan Berk                                                      B) Enis Behiç Koryürek                   C) Ahmet Kutsi Tecer

D) Yusuf Ziya Ortaç                                                           E) Cahit Sıtkı Tarancı          (2009 ÖSS)

CEVAP A ''dükkânlarsız, kahvelersiz ''gibi anlamsız sözcüklere yer verme 2. Yeniciler'e ait bir özelliktir. Verilen seçeneklerde bu anlayışa sahip olan şair İlhan Berk'tir. 

 

8. İKİNCİ YENİ SONRASI TOPLUMCU ŞİİR (1960-1980)

èMarksist felsefeyi benimseyen bu şairler "Halkın Dostları, Yeni Gerçek, And, Militan" gibi dergilerde şiir anlayışlarını ve ideolojilerini anlatmaya çalıştılar.

èİkinci Yeni şiirini, sosyal mücadeleden kaçtıkları, topluma yabancı oldukları ve anlaşılmaz oldukları için eleştirmişlerdir.

èSiyasal ve sosyal ortamdaki bu değişimler sonrası ortaya çıkan ve kendilerini toplumcu olarak değerlendiren şairlerin oluşturduğu şiir eğilimi, Türk edebiyatında "İkinci Yeni sonrası toplumcu şiir" olarak değerlendirilmiştir.

èAtaol Behramoğlu, İsmet Özel, Süreyya Berfe ve Özkan Mert; 1969'da Ant dergisinde "Toplumcu Genç Şairler Savaş Açıyor" başlıklı yazılarıyla İkinci Yeni şiir anlayışına karşı olduklarını belirtmişlerdir.

èİdeoloji, 1960-1980 arasında yoğun olarak kullanılmış ve büyük bir propoganda şiiri ortaya çıkmıştır.

èŞairler, eserleriyle, bireyin gelişimini sağlayacak bir düzen oluşturmaya çalışmışlardır.

è "umut, yaşama sevinci, sorgulama, isyan, devrim ve direnme" gibi temalar üzerinde durulmuş, "halk, işçi sınıfı ve kentleşme sorunlarını; kadın ve kadın haklarını" şiirlerinde işlenmiştir. 

èİkinci Yeni doğrultusunda eserler veren şairlerde "kapalı bir anlatım" görülürken, İkinci Yeni Sonrası Toplumcu şairlerde "açık bir anlatım" görülmüştür.

èSanatçılar, içerikte Nazım Hikmet'in etkisinde kalmışlar ve daha etkili bir dil kullanabilmek için "slogan üslubu" şiirlerde kullanmışlardır.

èŞiirde uzak çağrışımlara yer verilmemiştir. Şiir dili ve söyleyişinde aşırılıktan kaçınılmıştır.

è Serbest nazım geleneği devam ettirilmiştir. Soyut bir şiir yerine somut bir şiir geliştirilmiştir. èİsmet Özel, Ataol Behramoğlu, Süreyya Berfe, Nihat Behram, Refik Durbaş, Özdemir Asaf, Can Yücel, Gülten Akın, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Hilmi Yavuz, Ceyhun Atıf Kansu, Talip Apaydın gibi sanatçılar bu anlayışı benimsemişlerdir.