Örnekler
Hayran olarak bakarsınız da - a Evet her şey bende bir gizli düğüm - a
Hülyanızı fetheder bu hali - b Ne ölüm terleri döktüm, nelerden! - b
Beş yüz sene sonra karşınızda - a Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm, - a
İstanbul fethinin hayali - b Yetişir çektiğim mesafelerden. - b
Yahya Kemal Beyatlı Necip Fazıl Kısakürek
c. Sarma (Sarmal) Kafiye “abba”
Örnekler
Gecenin sularında - a Rûhumu bu çarmıha kendi ellerimle gerdim: - a
Mehtâp bir nilüferdir, - b Bir nebi ızdırabı kaynıyor her yerimde - b
Açılmış bir kederdir - b Ölüm, siyah bir tütsü yakıyor gözlerimde - b
Gecenin sularında. - a Aldığım her nefesi son nefes gibi verdim! - a
Ali Mümtaz Arolat Yusuf Ziya Ortaç
d. Mani Tarzı Kafiye “aaba”
Örnekler
Her yalana kanmışım - a Uzaktır seçilmiyor - a
Her söze inanmışım - a Gönüldür geçilmiyor - a
Ben artık sevgiden de - x Gönül bir top ibrişim - x
Bıkmışım, usanmışım - a Dolaşmış açılmıyor - a
(Orhan Seyfi Orhon) (Anonim)
e. Örüşük Kafiye aba bcb cdc
Örnekler
Bir dereden kopardım - a Anıyordum baharı çırpınarak - a
Bu incecik kamışı - b Düştü bir gölge şey avuçlarıma - b
Ve bir bıçakla yardım - a Baktım: Ölmüş, zavallı bir yaprak... a
Pek solgunsa da dışı - b Ey hazan, artık intikam alma - b
Sesinde gizli, berrak - c Şimdi zulmet/eriyle haykıracak - c
Pınarların akışı: - b Sana hüsran bakışlı sema!.. - b
Dinle, ne şakrıyor, bak! - c Bu hazan belli, çok fidan kıracak, - c
Ali Mümtaz Arolat Ali Canip Yöntem
SÖZ SANATLARI (EDEBİ SANATLAR). Anlatıma canlılık ve renk katmak için yapılan söz oyunlarıdır.
MECAZ (DEĞİŞMECE). Sözcükleri gerçek anlamları dışında kullanma sanatıdır. Ad değişimi de denir.
Örnek Açık konuşma zamanının geldiğine inanıyorum.
Örnek Mehtâp her gece yeri, semâları dolaştı; gümüşlerini manzaralar üstüne döktü.
MECAZ-I MÜRSEL (AD AKTARMASI)(DÜZ DEĞİŞMECE). Benzetme amacı olmadan, farklı bazı ilgilerle (iç-dış, parça-bütün vb.), bir sözün başka bir söz yerinde kullanılmasıyla oluşturulan mecazlardır.
Örnek Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal! Parça - Bütün İlişkisi: (hilal>parça, bayrak>bütün)
Örnek Ne zamandır evde tencere kaynamıyor. İç - Dış ilgisi
Örnek Bahar aylarında rahmet düşmezse ürün iyi olmaz. Neden – sonuç ilgisi
Örnek Şimdi de biraz Yunus Emre okuyalım mı? Sanatçı – eser ilgisi
Örnek Adresi bir de şu büfeye sorsak mı? Yer , yön , bölge , çağ – insan ilgisi
Örnek O, beyaz perdenin en güzel sanatçısıdır. Soyut – somut ilgisi
TEŞBİH (BENZETME). Anlatımı güçlendirmek amacıyla, aralarında ortak özellik bulunan iki varlık ya da kavramdan güçlü olandan zayıf olana aktarma yapılmasıdır.
Benzetmede dört unsur bulunur
1) Benzeyen
2) Benzetilen
3) Benzetme Yönü
4) Benzetme Edatı
Örnek Cennet gibi güzel vatan
Benzetilen Benzetme edatı Benzetme yönü Benzetilen
Teşbih-i Beliğ (Güzel Benzetme) Sadece benzeyen ve kendisine benzetilenle yapılmış teşbihtir.
Örnek Kömür gözlüm. Örnek Gül tenli sevdiğim
İSTİARE (EĞRETİLEME)(DEYİM AKTARMALARI). Benzetmenin temel ögelerinden (benzeyen, kendisine benzetilen) sadece biri söylenerek yapılan benzetmeye “istiare” denir.
a) Açık İstiare: Benzeyenin bulunmayıp yalnızca “kendisine benzetilen”le yapılan istiaredir.
Örnek Bir med zamanı gökyüzü kurşunla örtülü Örnek Doya doya sevemedim kuzumu
b) Kapalı İstiare: Kendisine benzetilenin bulunmayıp yalnızca “benzeyen”le yapılan istiaredir.
Örnek Çatma kurban olayım çehreni, ey nazlı hilal! (Mehmet Akif Ersoy)
Örnek Ufukta günün boynu büküldü (Ali Canip Yöntem)
KİNAYE (DEĞİNMECE). Bir sözün, benzetme amacı güdülmeden hem gerçek hem de mecaz anlamını düşündürecek biçimde kullanılmasına kinaye denir.
Örnek
Eyyâm-ı devletinde el üstünde gezdi câm, Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Bir kerre dizden inmedi sirâb olan sebû Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak
ÖNEMLİ NOT Kinayede, kapalı ve iğnelemeli bir ifadeyle, sitem ve alay söz konusu olabilir.
Örnek Eh, bu hızla gidersek, okula belki yarın sabah varırız.
TEŞHİS (KİŞİLEŞTİRME). İnsan dışındaki canlı-cansız varlıklara, insan özelliği kazandırmaktır.
Örnek Bir yağmur başlar ya inceden ince/Bak o zaman topraktaki sevince.
İNTAK (KONUŞTURMA). İnsan dışındaki varlıkları konuşturmaktır. Her intak sanatında teşhis sanatı vardır; ancak her teşhiste intak sanatı yoktur.
Örnek Bülbülü altın kafese koymuşlar “Ah vatanım!” demiş.
Örnek Pencereden odama giren güneş “Günaydın!” dedi bana.
TARİZ (DOKUNDURMA – İĞNELEME – SİTEM). Bir sözün, görünürdeki anlamının tam tersi amaçlanarak kullanılmasıyla gerçekleştirilen mecazlı anlatımdır. Kinayedekinden daha keskin alay ve eleştiri içerir. Yazıda tariz, bazen parantez içerisinde ünlem (!) işaretiyle belli edilir.
Örnek Bu ne kudret ki elifbayı okur ezberden. (Elifbayı ezberden okumak basit bir şeydir.)
Örnek O kadar zeki ki bütün sınıfları çift dikiş gidiyor. (!)
SEHL-İ MÜMTENİ. Söylenmesi veya yazılması çok kolay gibi görüldüğü halde, benzeri yazılamayan yalın, özlü anlatımlara denir.
Örnek “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir,
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” Ziya Paşa