GÖREVLER
EKSİKLİĞİNDEKİ DURUM
BULUNDUĞU BESİNLER
B vitamini
Keonzim olarak görev yapar. Büyümede ve solunumda rol oynar.
Kas ve sinir rahatsızlıkları, B1 eksikliğinde Beriberi hastalığı, B3 eksikliğinde pellegra, B12 eksikliğinde anemi görülür.
Et, süt, yumurta, bira mayası, hububat, karaciğer, yeşil sebzeler, yer fıstığı ve soya fasulyesi
C vitamini
Vücut direncini artırır. Hemoglobin oluşumunda, Antioksidan, Demirin bağırsaklardan emilmesinde etkilidir.
Yorgunluk, yaraların geç iyileşmesi, isteksizlik. Vücut direnci azalması, diş etlerinde iltihaplanma, skorbüt hastalığı oluşur.
Taze sebze ve limon, portakal, mandalina, greyfurt gibi meyveler, siyah üzüm
A vitamini
Görmede, hücre yenilenmesinde, metabolik olaylar da antioksidan olarak.
Gece körlüğü, büyümede gerileme, deride pullanma ve kuruma, bağışıklık sistemi zayıflığı,
Yağ, yumurta, et, süt, balık, karaciğer
D vitamini
Kalsiyum emilimi ve Kemik oluşumuna yardımcı olur. Kas ve sinirlerin çalışması
Raşitizm, osteomalazi, kemik ve dişlerde bozulmalar.
Karaciğer, tereyağı, yumurta sarısı, balık yağı ve süt
E vitamini
Antioksidandır, hücre zarı hasarları önleme ve üreme organlarının aktivitesinde etkilidir.
Kas yapısında bozulmalar hatta buna bağlı felçler, erkeklerde kısırlık, embriyo ölümleri görülebilir.
Tahıllarda, kuru yemişlerde ve yeşil bitkiler
K vitamini
Kanın pıhtılaşmasında, yaraların iyileşmesinde rol oynar.
Kanın pıhtılaşmasında gecikme görülür, yaralar geç iyileşir, erken yaşlanmaya neden olur.
Yeşil bitkilerde, domates, pirinç kepeği.
Nükleik asitler, kalıtım materyali olan genleri oluşturan ve yaşam için çok önemli olan en büyük organik maddelerdir. İlk defa T. Friedrick miescher 1869 yılında cerahatta (irinde) ve som balığı hücrelerinin çekirdeğinde görüldüğü için bu moleküllere çekirdek asiti anlamında nükleik asit adını vermiştir. Daha sonra yapılan araştırmalarda, çekirdek olsun olmasın tüm canlı hücrelerde bulundukları saptanmıştır. Nükleik asitler, hücre çekirdeğindeki genlerden hücrenin diğer kısımlarına bilgi aktaran mesaj molekülleridir, hücrenin yapısal özelliklerini ve yaşamsal fonksiyonlarını düzenler.
Canlılarda enerji üretimi, protein sentezi, hücre bölünmesi gibi yaşamsal olaylar nükleik asitlerdeki bilgilerle kontrol edilir. Bu özelliklerinden dolayı nükleik asitlere yönetici moleküller de denir. Nükleik asitler, nükleotid denen yapı birimlerinden oluşur. Baz ve şekerin glikozit bağı ile bağlanarak oluşturduğu yapıya nükleozit denir. Nükleozite bir fosfat, fosfoester bağı ile bağlanarak nükleotid oluşur. Bir nükleotidin yapısındaki kısımlar ;
1. Azotlu organik bir baz: Azot ve karbon atomlarının halka şeklinde birleşmesi ile meydana gelir. İki çeşittir.
a. Pürinler : Çift halkalı, büyük moleküllerdir. Adenin (A) ve Guanin (G) olmak üzere iki çeşittir.
b. Pirimidinler : Tek halkalı olup, küçük moleküllerdir. Timin (T), Sitozin (S veya C) ve Urasil (U) olmak üzere üç çeşittir. - DNA’daki bazlar: A,T,G,C; RNA’daki bazlar: A,U,G,C.
2. Beş karbonlu bir şeker: Ribozve deoksiriboz olmak üzere iki çeşittir. Riboz, RNA’nın, Deoksiriboz ise DNA’nın yapısında bulunur. Deoksiribozda, riboza göre bir oksijen atomu eksiktir.
3. Fosfat grubu (fosforik asit= H3 PO4 ) : DNA ve RNA’da ortak bulunan inorganiktir. Kompleks moleküllerin yapısına girdiği zaman fosfat grubu adını alır.
Canlılarda; DNA (Deoksiribo Nükleik Asit) ve RNA (Ribonükleik Asit) olmak üzere iki çeşit nükleik asit bulunur.
DNA (Deoksiribo Nükleik Asit) Prokaryot hücrelerin sitoplazmasında, ökaryot hücrelerin çekirdek, mitokondri ve kloroplastlarında bulunur. ugün geçerli olan DNA modeli Watson-Crick modelidir. DNA molekülü sarmal (heliks) şeklinde kıvrılmış iki iplikten oluşmuştur. Bazlardan Adenin ile Timin arasında ikili, Guanin ile sitozin arasında üçlü zayıf hidrojen bağları bulunur. Bu zayıf hidrojen bağları DNA çift sarmalını bir arada tutar. Nükleotidler arasındaki hidrojen bağları, zayıf fiziksel bağlar olduğu için oluşumları sırasında su açığa çıkmaz, yıkımları sırasında da su harcanmaz.
DNA sentezinde DNA polimeraz enzimi, yıkımında ise DNAaz enzimi görev yapar. DNA molekülü hücre bölünmelerinden önce (interfaz evresinde) kendisini eşleyebilir. Her zaman A karşısına T, G karşısına C gelir. DNA’da nükleotidlerden birinin fosfatı diğerinin şekeri ile özel bir bağ yapar. Bu bağa 3-5 fosfo-diester bağı denir. Çift sarmalda bir iplikteki nükleotitlerin birbirine bağlanma yönü, öbür ipliktekilerin yönünün tersidir. DNA ipliklerinin bu düzenine antiparalel ndenir. DNA ipliklerin asimetrik olan uçları 5' ve 3' olarak adlandırılır, 5' uç bir fosfat grubu, 3' uç ise bir hidroksil grubu taşır.
Bütün DNA’larda geçerli eşitlikler;
- A = T ve G = C ise A/T = G/C=1 - A+C = G+T -A+G = T+C (pürin bazları = pirimidin bazları) -A+G/T+C = A+C/G+T = 1 -Toplam nükleotit sayısı = (A+T)+(G+C) -H bağı sayısı= Toplam Nükleotit sayısı + Guanin (Sitozin) sayısı -3G + 2T veya 3C + 2A = Toplam H bağı sayısı -A+T/G+C oranı türe özgüdür.
RNA (Ribonükleik Asit)