Yumuşama ve Sonrası. - TYT AYT 2023 (YKS 2023) Uzaktan Eğitim

Sınavlara CANLIDERSHANE.NET Uzaktan Eğitim ile hazırlanın kazanın

Yumuşama (detant), ayrıca, soğuk savaş döneminde Doğu-Batı ilişkilerinde çatışma ve gerginliğin azaldığı tarihsel bir dönemi tanımlamak için de kullanılmaktadır. 1962 Küba Bunalımı'ndan sonra ABD ile SSCB'nin nükleer bir savaşın eşiğinden dönmesi iki devleti birbirlerine karşı gerginliği azaltıcı ve daha yumuşak bir siyaset izlemeye yöneltmiştir. Yumuşama terimi ilk olarak Soğuk Savaş döneminde kullanılmıştır ve bloklar arasında karşılıklı "söz düellosu" vasıtasıyla savaş tehlikesinin azalmasını ve komünist ile komünist olmayan devletlerarasında siyasal, ekonomik, kültürel ve teknolojik anlaşmaların sayılarındaki artışı ifade etmek için kullanılmıştır.

a) Yumuşama'nın Etkileri. Yumuşama Dönemiyle beraber Doğu ve Batı Avrupa devletleri arasında AGİK Görüşmeleri başladı ve ilişkiler güçlendi. ABD, SSCB'ye karşı denge unsuru sağlamak amacıyla Çin'le ilişkilerini güçlendirdi. ABD ile SSCB arasında nükleer savaş tehlikesini azaltmak amacıyla SALT ( Nükleer Silahları Sınırlandırma Görüşmeleri) Görüşmeleri başlamıştır. Doğu ve Batı blokları dışında "Üçüncü Dünya Ülkeleri" denilen ülkelerin katılımıyla " Bağlantısızlar Hareketi" ortaya çıktı.

b) ABD'nin Pekin Ziyareti. 1971′de Başkan Nixon'un ulusal güvenlik danışmanı Henry Kissinger'in Çin'e yaptığı tarihi ziyaret, iki ülke ilişkilerinin normalleşmesinin ilk adımını oluşturdu. Başkan Nixon'un 21–28 Şubat 1972′de yaptığı ziyaret ise iki ülkenin diplomatik ilişkileri olmadığı bir ortamda gerçekleşti.

c) Stratejik Silahları Sınırlandırma Anlaşmaları ( SALT Görüşmeleri) 1963–1979. 1963'te ABD, SSCB ve İngiltere arasında Moskova'da ilk kez "Nükleer Denemelerin Kısmen Yasaklanması Anlaşması" imzalandı. Ancak bu anlaşmaya rağmen iki devlet nükleer silahlanmaya devam etti. 1969'da Helsinki'de ABD-SSCB arasında gerçekleştirilen SALT-I (Stratejik Silahları Azaltma Görüşmeleri) nükleer silahların sınırlandırılması konusunda önemli bir aşama oldu. Bu görüşmelerin karara bağlandığı SALT-I Antlaşması, 26 Mayıs 1972'de Moskova'da imzalandı. Bu anlaşmayla sadece savunma füzelerinin sınırlandırılması konusunda anlaşmaya varıldı. SALT-I Antlaşması'nı 1979 yılında Viyana'da imzalanan SALT-II Antlaşması izledi. Bu antlaşmayla uzun menzilli nükleer silahlar sınırlandırıldı. Ancak aynı yıl SSCB'nin Afganistan'ı işgal etmesi üzerine ABD Kongresi bu anlaşmayı onaylamadı.

Yumuşama Dönemi Gelişmeleri

a) Nükleer Silah Yarışı ve Soğuk Savaşa Son Verme Çalışmaları

b) Nükleer silahların kullanılacağı bir savaşın yaratacağı büyük tahribatın uyandırdığı endişe ve korku, büyük devletleri, Soğuk Savaşa rağmen, yavaş yavaş barış içinde birlikte yaşama çarelerini aramaya yöneltmiştir. Nitekim büyük devletler, Doğu-Batı ilişkilerinin bir Zirve Konferansı yoluyla geliştirilmesi görüşünde birleşmişlerdir.

c) 1962'de Küba bunalımı, ABD ve SSCB'yi savaşın eşiğine kadar getirdi. Şöyle ki, Fidel Castro'nun 1959 yılında iktidarı ele geçirmesinden sonra, 1960 ve 1961 yıllarında, komünistler Küba siyasetine hâkim oldular. Bu arada da Küba Sovyet Rusya ile sıkı ilişkiler kurdu ve askeri bakımından güçlendi. Bu arada Sovyetler Küba'ya tüm dünyadan habersiz ABD'yi vurabilecek güdümlü füzeler yerleştirdi. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Kennedy, 22 Ekim 1962'de yaptığı televizyon konuşmasında, Sovyetler Birliği'nin Küba topraklarına, Amerika'nın büyük bir kısmını vurabilecek nükleer başlıklı füzeleri gizlice yerleştirdiğini açıklayarak, Kruşçev'den füzelerin hemen sökülmesini istedi. Amerika Birleşik Devletleri Deniz Kuvvetleri harekete geçerek Küba'yı kuşattı. Bu durum iki süper devleti bir nükleer savaşın eşiğine kadar karşı karşıya getirdi. SSCB, meseleyi BM Güvenlik Konseyine taşımakla birlikte savaş gemilerini de bölgeye gönderdi. ABD ve SSCB'nin bu tavrı durumu daha da gerginleştirirken bir nükleer savaş ihtimalini ortaya çıkardı. Nükleer savaş ihtimali karşısında ABD ve SSCB geri adım atmak zorunda kaldı. SSCB, Türkiye'deki ABD'ye ait Jüpiter füzelerinin sökülmesi karşılığında Küba'daki füzeleri sökebileceğini bildirdi. ABD'nin öneriyi kabul etmesi sonucunda karşılıklı füze sökümü ile Küba Buhranı çözüldü.

d) Önce SSCB'nin daha sonra ABD'nin uydu fırlatma teknolojisine ulaşmalarıyla beraber Uzay'ın kullanımının tartışılmaya başlanması üzerine Birleşmiş Milletler'de, 12 Aralık 1959'da, 24 üyeli "Uzayın Barışçı Amaçlarla Kullanılması Komitesi" kuruldu

e) Vietnam Savaşı (1965–1973). II. Dünya Savaşı'ndan sonra Fransız sömürgesi olan Vietnam'da komünistlerle milliyetçiler arasında iç savaş başladı. ABD de Fransa Vietnam'dan çekilince, Birleşmiş Milletlerle beraber, 17. paraleller sınır olmak üzere Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılmasını sağladı. Bu arada kuzeydeki Komünistlerin güneye saldırmasının ardından ABD'nin bölgeye müdahalesiyle sorun uluslararası bir boyut kazandı. Vietnam donanmasının saldırısına uğrayan ABD, 1965 Şubatında Kuzey Vietnam'da askerî hedefleri bombalayarak savaşa girdi. ABD asker sayısını kısa zamanda 600.000'e çıkardı. Ancak ülke genelinde başlayan savaş karşıtı gösteriler üzerinde ABD Kongresi tutumunu değiştirdi. Batı Bloku ülkelerinden destek göremeyen ABD yönetimi Vietnam'da istediği başarıyı elde edemedi. Sorun 27 Ocak 1973'te yapılan Vietnam Barışı'yla son buldu.

f) Keşmir Sorunu (1947–1966). 1947'de Pakistan ve Hindistan İngiltere'den bağımsızlıklarını ilan ettiklerinde, Keşmir halkı yapılan mutabakata göre uygulanan seçim haklarını Müslüman Pakistan'dan yana kullanmıştı. Ne var ki, Hindistan alt kıtasındaki Müslüman bölgeleri gibi Pakistan'a katılması gereken Keşmir'in yöneticisi Mihrace Hari Singh'in ülkeyi para karşılığı Hindistan'a verip İngiltere'ye kaçmasıyla bu plan sonuçsuz kaldı.. 1947 Ekim ayında Pakistan'a bağlı güçlerin Keşmir'in bir bölümünü Srinagar'a kadar işgal etmesi üzerine, Hint Birlikleri'nin de Hindistan işgali altındaki Keşmir'in bugünkü yazlık başkent olan Srinagar'ı ele geçirmesiyle bir kontrol hattı şeklindeki bugünkü sınır ortaya çıktı. Böylelikle Keşmir Bölgesi, Pakistan'ın elindeki ve Keşmir'in yaklaşık yüzde 30'unu oluşturan Azad Keşmir (Özgür Keşmir) ve kalan kısmı işgal eden Hindistan kontrolündeki Keşmir Vadisi, Jammu ve Ladakh bölgeleri şeklinde ikiye bölünmüş oldu. 1948'de iki devlet arasında savaş çıktı. BM'nin araya girmesiyle iki taraf arasında halk oylamasına başvurulması şartıyla ateşkes ilan edildi. Ancak Keşmir'in büyük bölümünü ele geçiren Hindistan kendi bölgesinde halk oylaması yapılmasını günümüze kadar engelledi.

g) Afganistan'ın İşgali (1979).  Afganistan 1919'da bağımsızlığını ilan etmişti. 1973'te krallık rejimi son bularak cumhuriyete geçilmiş ve Halk Partisi iktidara gelmişti. Ancak bu partinin sosyalizm ideolojisine dayalı politikaları halkın tepkisiyle karşılandı. Halk Parti iktidarı giderek diktatörlüğe dönüştü, sosyal huzursuzluklar ve ekonomik sıkıntılar giderek arttı. Bunun üzerine iktidar partisi 1978 yılında SSCB ile "Dostluk, İyi Komşuluk ve İş Birliği Antlaşması" imzalandı. Halkın SSCB yanlısı yönetime karşı isyan etmesi üzerine de iktidar partisi SSCB'den yardım istedi. SSCB, bölgeye çok sayıda uzman ve asker gönderdi. Ancak iktidar partisi gücünü korumayı başaramayınca SSCB, Afganistan'ı tamamen işgal etmeye başladı. SSCB'nin Afganistan'ı işgal ederek Basra Körfezi ve Orta Doğu petrolleri üzerinde hâkimiyet kuracak bir konuma ulaşması dünyada tepkiyle karşılandı. Çin ve Pakistan konuyu BM'ye taşıdı. ABD ise SALT – II Antlaşması'nı onaylamaktan vazgeçti ve Afgan mücahitlerine yardıma başladı. 14 Nisan 1988'de Cenevre'de Afganistan'ın işgaline son veren antlaşma imzalandı.

h) Bağlantısızlar Hareketi. Bu hareketin başlangıç noktası 1955 Nisan'ında Endonezya'nın Bandung şehrinde toplanan Asya-Afrika Konferansı'dır. Konferans'ın amacı yeni bağımsız olan Afrika ve Asya ülkelerinin, ABD ve SSCB gibi iki büyük nükleer güç karşısında varlıklarını korumak için bir birlik ve dayanışma sağlamaktı. Bu hareketin ilk teşkilatlanması 1961 Yılı'nda Yugoslavya lideri Tito ile Mısır Devlet Başkanı Nasır'ın girişimleri ile olmuştur. Bu iki liderin teşebbüsleri ile Eylül 1961'de Belgrad'da 25 tarafsız ülkenin katılması ile bir konferans toplandı. Bu konferanstan 25 maddelik bir bildirge ile Amerika ve Rusya'ya bir barış çağrısı çıktı. Bu Deklarasyonda; Her türlü sömürgeciliğe karşı olunduğu ilan ediliyor, Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki ırkçı ayırım mahkûm ediliyor, Filistin-Arap halkının tüm hakları tanınıyor, Yabancı üslerin kaldırılması, Silahsızlanma ve nükleer silahların yasaklanması, Çin'in BM Teşkilatı'na kabulü isteniyordu. Bağlantısızlar, blokların nükleer gücüne karşı silahsızlanma politikasına başvurmuşlardır. Bağlantısızların silahsızlanmada kullandıkları ortam ise Birleşmiş Milletler idi.

ÖNEMLİ HATIRLATMA: Sovyet Bloğunun dağılmasıyla Bağlantısızlık Hareketi de önemini kaybetmiştir.

h) Arap – İsrail Savaşları: Temel sebebi İsrail Devleti'nin kurulmasına Arap devletlerinin tepki göstermesidir. İsrail, Filistin'in yaklaşık dörtte üçünü ele geçirmiş, Kudüs'ün yarısı İsrail'e geçti diğer yarısı Ürdün'de kaldı. Filistin'de yaşayan bir milyon Arap, komşu ülkelere sığınmıştı.

 

? ÖRNEK SORU.

I.Mısır'ın Süveyş Kanalı'nı millileştirmesi 

II.İsrail Devleti'nin kurulması 

III.İngilizlerin Filistin'den çekilmesi 

XX. yüzyılda Orta Doğu'da görülen yukarıdaki gelişmelerden hangilerini Arap milliyetçileri tepkiyle karşılamıştır?

A) Yalnız I 

B) Yalnız II 

C) Yalnız III 

D) I ve II 

E) II ve III (2009-ÖSS Sos-2)

ÇÖZÜM: İsrail'in kurulması bölgedeki Arap milliyetçiliğini tetiklemiş, bu durum Arap-İsrail savaşlarının belki de en temel sebebi olmuştur. YANIT B