Tiyatro. Tiyatro Türleri-2. - TYT AYT 2023 (YKS 2023) Uzaktan Eğitim

Sınavlara CANLIDERSHANE.NET Uzaktan Eğitim ile hazırlanın kazanın

1. GRUPLANDIRMA

A) Müziksiz (trajedi, komedi, dram)

B) Müzikli (opera, operet, müzikal, pandomima, vodvil, bale, revü, skeç vs.)

 

2.GRUPLANDIRMA

1) TRAJEDİ (TRAGEDYA)

2) KOMEDİ (KOMEDYA)

3) DRAM

 

MÜZİKLİ TİYATRO

Opera. Sözlerinin tümü ya da çoğu "koro, solo, düet" biçiminde şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseridir. Oyunculara, orkestra eşlik eder. Opera, insanların konuşmak yerine tiyatro oyununu şarkı söyleyerek sahneye koymasıdır. Operanın tiyatrodan ayrılan başlıca özelliği, bir müzik bölümünün de bulunmasıdır. Trajedi ve dramın bütün sözlerinin müzikle bestelenmiş şeklidir. Tamamı bestelenmiş olarak müzik eşliğinde sahnelenen operalar, kültür seviyesi yüksek olan toplumsal tabakalara seslenir. Müzikli ve duygusal tiyatro eserleri içinde sanat değeri en yüksek tür olan operalarda, oyuncular eseri büyük bir orkestra eşliğinde sahneler. Olaylar acıklı ve hislidir. Çok gösterişli dekor ve kıyafetler içinde sunulur.

Operet. Eğlenceli, hafif konulu, içinde bestesiz konuşmalar da bulunan müzikli tiyatrodur. Daha çok halk için yazılmış eserlerdir. Sözlerinin müziksiz kısımları müziklerden çok olan tiyatro eserlerdir. Operetlerde renk, ışık, kıyafetler ve dans en göze çarpıcı şekilde kullanılır.

Opera Komik. Operetin, yüksek sınıf için yazılmış, besteli biçimidir.

Vodvil. Hareketli, eğlenceli bir konuya dayanan, içinde şarkılara da yer verilen hafif komedidir. Bu nedenle vodvil, bir "komedi türü" olarak da gösterilir.

Bale. Konunun türlü dans ve davranışlarla anlatıldığı, müzikli, sözsüz tiyatro türüdür. Daha çok lirik ve dram arası bir temada oynanan oyunlardır. Diğerlerine nazaran estetiğe daha çok önem verilir.

Revü. Güncel espriler, skeçler ve monologlara yer veren, hafif ve eğlendirici sahne gösterisidir. Konu açısından bir bütünlüğü olmayan, birbirlerine gevşekçe bağlanmış, kendi başlarına anlamlı olan, tablolardan kurulu, ezgi, monolog, skeç, dans ve karşılıklı nükteli konuşmalardan oluşan bir gösteri biçimidir.

Skeç. Beş-altı dakikaya sığdırılan, kısa, müzikal oyunlardır. Şakacı bir içeriğe sahiptir. Genellikle bir nükteyle son bulur. Az kişili ve yalındır. 

Fars. Basit olay ve yergilerle dolu halk komedisidir.

Feeri. Masalların tiyatro sahnesinde dramatize edilmesinden doğan, olağanüstü varlıkların rol aldığı bir tiyatro türü.

Pandomim. Düşünce ve duyguları, müzik veya türlü eşyalar eşliğinde, bazen dansla, bazen de gövde ve yüz hareketleriyle yansıtmayı hedefleyen sözsüz oyun türüdür. Yüz mimikleri, el, kol ve beden hareketleri kullanılarak tema anlatılmaya çalışılır. Pandomim (mim), evrensel bir tiyatro dili sayılır.

Komedi Müzikal. Vodvil veya komedi türü oyunların arasına müzik parçalarının konması şeklinde ortaya çıkan tiyatrodur.

 

GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU. Türk toplumunda tiyatronun ne zaman başladığına dair kesin bilgiler bulunmamaktadır. Ancak ozanların; “yuğ, sığır, şölen” adı verilen dinsel törenlerdeki gösterileri Türk tiyatrosunun temeli sayılmaktadır. Türk edebiyatında tiyatro ihtiyacı asırlarca ‘ortaoyunu, karagöz, meddah ve köy seyirlik oyunu” gelenekleriyle karşılanmıştır. Şarkı, dans, söz oyunları ve taklit geleneksel Türk tiyatrosunun öğeleridir. Doğaçlamaya dayanan bu tiyatronun temel öğesi güldürüdür. Oyun kişilikleri tip düzeyindedir, karakter boyutuna ulaşmaz. Bu tiyatro, kurumsal bir nitelik taşımaz. Bayram, düğün, sünnet gibi özel günlerde sergilenir.

KARAGÖZ. Deriden kesilen ve tasvir adı verilen birtakım şekillerin, arkadan ışık yardımıyla beyaz bir perde üzerine yansıtılmasına dayanan bir gölge oyunudur. Türk milletinin gölge oyunu olan Karagöz, aslında birçok yeteneğe sahip bir sanatçının çoğunlukla tek başına gerçekleştirdiği sanatsal bir gösterimdir. Karagöz oyununun doğuşu hakkında oldukça farklı rivayetler mevcuttur. En yaygın görüş şudur: Sultan Orhan devrinde Bursa’da bir cami inşaatı esnasında, biri duvarcı diğeri demirci olan Hacivat ile Karagöz, gevezelikleri ve maskaralıkları ile öteki işçileri çalışmaktan alıkoydukları için padişah tarafından öldürtülür. Bu yaptığından pişmanlık duyan padişahı teselli etmek için Şeyh Küşteri, Hacivat ile Karagöz’ün suretlerini yapıp konuşmalarını ve hareketlerini perde önünde canlandırmaya çalışır. Karagöz oyununda sahne, seyirciye göre arkasından aydınlatılmış beyaz bir perdeden ibarettir. Oyun, deve derisinden yapılmış ve her biri belli bir tipi canlandıran renkli figürleri perdeye yansıtmak ve hareket ettirmek suretiyle oynanır. Karagöz ile Hacivat, gölge oyununun en önemli tipleridir. Oyun, yazılı bir metne dayanmaz, doğaçlama olarak gelişir.

Karagöz Oyununun Genel Özellikleri. Bu gösterimi yapan kişiye hayalî ya da hayalbâz denir. Hayâlbazın en önemli yardımcısı perde gazeli, şarkı, türkü okuyan, tef çalan yardaktır. Karagöz oyunu doğaçlamaya dayanır. Yazılı bir metni yoktur. Belirlenmiş bu konuların işlenişi, diyalogların kuruluşu tamamen karagöz oynatıcısının tercih ve yeteneğine bırakılmıştır. Karagöz oyunlarının bazıları şu başlıklardan oluşur: Karagöz’ün Aşçılığı, Karagöz’ün Şairliği, Eskici, Telgrafçı, Çivi Baskını, Kanlı Kavak, Yalova Sefası, Sahte Gelin, Hançerli Hanım… Güldürme esasına dayanan Karagöz, ağırlıklı olarak yanlış anlamalarla doğan bir kargaşayı yansıtır. Karagöz’de tef, zil ve basit bir düdük yardımıyla oyuna müzik de eşlik eder. Bu düdük zaman zaman yaratıkların korkunç seslerini çıkarmada da kullanılır. Karagöz oyununun piri Şeyh Muhammed Küşteri olarak kabul edildiğinden Karagöz oyununa “Küşteri Meydanı” da denir. Karagöz, Osmanlı’nın sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel yapısını tanımamız için önemli ipuçları içerir. İmparatorluğun dil, din ve ırk zenginliğini farklı kesimlerden kahramanlar aracılığıyla yansıtır.

Karagöz Oyununun Tipleri. Karagöz-Okumamış halk adamı tipidir. Hacivat’ın kullandığı yabancı kelimeleri ya hiç anlamaz ya da yanlış anlar. Bu yanlış anlamalar, oyunda gülünç durumların oluşmasını sağlar. Karagöz, dobra, zaman zaman da patavatsız olmasından ötürü sürekli zor durumlarla karşılaşır. Buna rağmen bir yolunu bulup işin içinden sıyrılır. Çoğu zaman işsizdir, Hacivat’ın bulduğu işlere girip çalışır.

Hacivat. Biraz öğrenim görmüş, gösteriş meraklısı, kendini beğenmiş yarı aydın tipidir. Arapça ve Farsça kelimeleri sıkça kullanır. Perdeye gelen hemen herkesi tanır, onların işlerine aracılık eder. Alın teriyle çalışıp kazanmaktan çok Karagöz’ü çalıştırarak onun sırtından geçinmeye bakar.

Çelebi. Türkçeyi İstanbul ağzıyla kusursuz bir şekilde konuşur. Bazı oyunlarda zengin bir bey, bazı oyunlarda bir mirasyedi, bazı oyunlarda ise zevk düşkünü bir çapkındır.

Zenne. Karagöz oyunundaki bütün kadınlara genel olarak zenne denmiştir.

Beberuhi.Yaşı büyük aklı küçük” deyimiyle nitelendirilebilecek bir tiptir.

Tuzsuz Deli Bekir. Bir elinde içki şişesi, bir elinde tabanca ya da kama vardır. Olayların karmaşıklaştığı anda gelip kaba kuvvetle olayı çözer.

Himmet. Sırtında baltası olan kaba saba bir tiptir.

Oyunda ayrıca Tiryaki (Laf ebesi), Laz (kayıkçı, kalaycı), Efe (zorba), Kayserili (pastırmacı), Acem (zengin tüccar), Matiz (sarhoş), Arap (köle) gibi kişiler de vardır.

Karagöz Oyununun Bölümleri. Karagöz oyunu mukaddime (giriş), muhavere (söyleşme), fasıl (oyun) ve bitiş olmak üzere dört bölümden meydana gelir:

Mukaddime (Giriş). Hacivat’la Karagöz’ün çatışmasına kadar olan kısım giriş bölümüdür. Perde aydınlatıldıktan sonra Hacivat müzik eşliğinde bir semai okur. Semai bitince “Of, hay Hak!” diyerek, perde gazeli denen bir şiir okur. Sonra Karagöz’ü perdeye davet eden sözler söyler. Karagöz, Hacivat’ın çıkardığı gürültüye kızar, perdeye gelir, kavga ederler.

Muhavere. Hacivat’ın “Vay Karagöz’üm, benim iki gözüm merhaba.” sözü ile başlayıp paçanın sonuna kadar devam eden kısım, oyunun muhavere (karşılıklı konuşma) adı verilen ikinci bölümüdür.

Fasıl. Oyunun perdeye aksettirilen asıl bölümüdür. Bu bölümde çeşitli tipler oyuna katılır. Bunlar genellikle kendi ağız (şive) özellikleriyle Karagöz’le konuşturulur. Konuşmalara bazen Hacivat da karışır. Konuşmalarda komiklik ağır basar. Olaylar bir yerde düğümlenir. Sonunda başka bir tipin (efe, külhanbeyi, sarhoş vb.) perdeye gelmesiyle düğüm çözülür.

Bitiş. Bu bölümde tekrar Hacivat’la Karagöz’ün konuşmaları olur. Konuşma kavgaya dönüşür.

Hacivat:Yıktın perdeyi eyledin virân. Varayım sahibine haber vereyim hemân” diyerek perdeyi terk eder.

Karagöz:Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola.” diyerek oyunu bitirir.