BİTKİLERİN YAPISI
KÖK
Saçak kök: Dallanma sonucu tek bir kökün baskınlığı olmadan toprak yüzeyinin altında yayılan çok ince ve uzun köklerden oluşmuş kök sistemidir. Ana kök iyi gelişmemiştir. Otsu bitkilerde görülür. Erezyonun önlemede kullanılır. Tek çenekli bitkilerin kökleri saçak köktür. Soğan, buğday, çilek, arpa gibi bitkilerin kökleri saçak köktür.
Kazık kök: Ana kök iyi gelişmiş, kalınlaşmış ve toprağın içine doğru uzamıştır. Yan kökler ise ana köke bağlıdır ve az gelişmiştir. Çift çenekli bitkilerde görülür. Fasülye, havuç, bakla, bamya ve odunsu bitki kökleri örnektir.
Kaliptra (Yüksük): Kökün uç kısmında bulunur. Kökün zarar görmesini engeller. Hücre çeperleri arasında müsilaj maddesi vardır. Kaliptrayı apikal meristem hücreleri üretir.
Hücre Bölünme Bölgesi: Uç meristem hücrelerinden oluşur. Sürekli bölünerek kökün uzamasını sağlar. Bu hücreler dışa doğru kaliptrayı, içe doğru primer meristem hücrelerini oluşturur. Bu bölgenin uç kısmına büyüme konisi denir.
Uzama bölgesi: Uç meristem hücrelerinin oluşturduğu yeni hücreler dikey yönde büyüyerek kökün uzamasını sağlar. Ayrıca bazı hücreler farklılaşarak köke ait diğer dokular oluşturur.
Farklılaşma (Olgunlaşma) Bölgesi: Uzama bölgesinin üzerinde bulunur. Uzama bölgesi hücrelerinin farklılaşması ile oluşur. Bitkinin gerçek kök dokuları bulunur. Buradaki epidermis hücrelerinin farklılaşması ile fazla sayıda emici tüyler oluşur. Emici tüyler ile topraktan su ve mineral emilimi sağlanır.
Epidermis: En dışta bulunan yapıdır. Kütikula tabakası bulunmaz.
Korteks: Epidermis ile merkezi silindir arasında kalan kök bölgesidir. Hücreler arası boşlukludur. Klorofilsiz, ince çeperli korteks parankiması hücrelerinden oluşur. Genelde nişasta depo eder.
Endodermis: Korteksin en iç kısmında bulunur. Korteks ile merkezi silindiri birbirinden ayırır. Tek sıralıdır. Emici tüylerin aldığı su ve mineralleri ksileme aktarır. Endodermisin altında merkezi silindirin hemen üstünde periskl bulunur. Periskldaki parankima hücreleri meristem hücrelerine dönüşerek lateral meristemi ve yan kökleri oluşturur.
Merkezi silindir: Kökün en iç kısmıdır. İletim demetleri burada bulunur. Kambiyum hücreleri bölünerek merkeze doğru (içte) ksilemi, dışa doğru floemi oluşturur. Her büyüme döneminde yeni ksilem ve floem oluşturulur. Bu şekilde kökün enine büyümesi ve kalınlaşması sağlanır. Tek çenekli bitki köklerinde kambiyum bulunmaz. İletim demetleri düzensiz dağılım gösterir. Buna kapalı iletim demeti denir. Çift çenekli bitki kökünde ise kambiyum vardır. İletim demetleri düzenli dağılım gösterir. Bu da açık iletim demetidir. Monokotil bitkilerde merkezi silindirin ortasında öz bölgesi vardır. Öz bölgesi, parankima hücrelerinden oluşmuştur.
GÖVDE
Otsu gövde: Genelde tek yıllık bitkilerde bulunur. Gövdenin dışı epidermis ile kaplı olduğundan iç taraftaki klorofil taşıyan hücreler sayesinde yeşil görünür. Floem ve ksilemden oluşan iletim demetleri parankima dokusu içinde düzensiz dağılmıştır. Odun ve kabuk içermeyen narin, yeşil gövdelerdir. Kambiyum bulunmadığı için enine büyüme görülmez. Monokotil ve bazı dikotillerde bulunur.
Odunsu gövde: Genelde çok yıllık bitkilerde bulunur. Ağaç ya da çalı formundaki bitkiler odunsu gövdeye sahiptir. Gövdenin dışı peridermis ile kaplı olduğu için kahverengi görünür ve iç taraftaki hücreler klorofil taşımaz. İletim demetleri (ksilem ve floem) çoğunlukla halka şeklindedir. Kambiyum bulunur. Dikotiller ve açık tohumlu bitkilerde bulunur.
Stolon (sürünücü gövde): Toprak üstü yatay ince gövdedir.
Rizom: Toprak altı yatay gövdelerdir. Stolona göre daha kalındır.
Yumru gövde: Rizomların şişkinleşmesi ile oluşmuş toprak altı depo gövdeleridir.
Yassı gövde: Şişkinleşmiş yapraklardan oluşmuş toprak altı depo gövdeleridir.
Sarılıcı gövde: Özel uzantıları ile bitkinin başka bir yere tutunarak büyümesini sağlayan gövdelerdir.
YAPRAK
Yaprak ayası: Yaprağın yassılaşmış, genişlemiş, ince ve yeşil kısmıdır. Fotosentez ve gaz alışverişinin en çok yapıldığı yerdir. Şekil ve büyüklüğü bitkiden bitkiye değişkenlik gösterir. Bir yaprak bir tane yaprak ayasından oluşmuşsa basit yaprak; birden fazla aya varsa bileşik yaprak denir. İçinden iletim demetleri (ksilem,floem) geçer. Bu iletim demetlerinin şekline damarlanma denir. Monokotil bitkilerde paralel damarlanma, dikotil bitkilerde ise ağsı damarlanma görülür.
!!! Paralel damarlanmada; orta bölgede belirgin bir ana damar ve ana damara paralel olarak uzanan yan damarlar vardır. Buğday, süsen, mısır gibi tek çeneklilerde görülür.
!!! Ağsı damarlanmada; ana damar belirgin ve kalındır. Ana damardan ince kollar halinde yan damarlar çıkar ve bu kollar da daha da ince kollara ayrılır. Fasulye, asma, çınar, gül, at kestanesi gibi çift çeneklilerde görülür.
!!! Çölde yaşayan bitkilerde su kaybını önlemek gibi etmenlerden dolayı yapraklar küçülmüş veya dikene dönüşmüştür. Böyle durumlarda yaprağın görevlerini özümleme parankiması içeren gövde üstlenmiştir.
Yaprak sapı: Yapısı gövdeninkine benzer. Yaprak ayasını gövdeye bağlar ve yaprak ayasının ışıktan en iyi şekilde yararlanmasını sağlar. Monokotil bitkilerde (palmiye gibi bitkiler hariç) ve bazı dikotillerde yaprak sapı bulunmaz. Yaprak sapının gövdeye bağlandığı yere yaprak kını denir.
Üst ve alt Epidermis: Tek sıra hücreden oluşur. Koruyucu bir dokudur. Kloroplast bulunmaz dolayısıyla fotosentez yapmazlar. Epidermis hücrelerinin farklılaşması ile oluşan stomalar; terleme ve gaz alışverişi yapar ve kloroplastları vardır dolayısıyla fotosentez yaparlar. Epidermis hücreleri dış tarafta kutikula tabakasını oluşturur.
Mezofil tabakası: iki epidermis arasında kalan özümleme parankimalarının bulunduğu yerdir. Üst kısımda düzenli sıralanmış daha koyu yeşil renkli palizat parankiması hücreleri; alt kısımda ise düzensiz ve boşluklu sıralanmış sünger parankiması hücreleri yer alır. Yapraklarda en fazla kloroplast palizat parankimalarında bulunur.
İletim demetleri: Mezofil tabakası içinden iletim demetleri geçer. İletim demetlerinin palizata yakın olanı ksilem, uzak olanı floemdir. İletim demetlerinde fotosentez olmaz.